Ankara İş Davası Avukatı

Ankara, idari açıdan merkez konumda olmasının yanı sıra birçok kamu kurumu, özel sektör kuruluşu ve farklı ölçeklerde işletmeye ev sahipliği yapar. Bu durum, şehirde iş hukuku uyuşmazlıklarının da oldukça sık yaşanmasına sebep olur. İşverenler ve çalışanlar arasında ortaya çıkan hak ve sorumluluk uyuşmazlıkları; kıdem ve ihbar tazminatından fazla mesai alacaklarına, iş kazalarından mobbing (psikolojik taciz) iddialarına, işe iade davalarından toplu iş sözleşmesi kaynaklı sorunlara kadar çok geniş bir yelpazede ortaya çıkabilir.

Kıdem-ihbar tazminatı, fazla mesai, işe iade, mobbing, iş kazası, SGK uyuşmazlıkları, arabuluculuk süreci ve yargılama aşamalarında destek için Ankara avukat yardımı alabilirsiniz.

Ankara İş ve İşçi Avukatları

Siz de
Burada Yer Alın

Uzmanlığınızı ve iletişim bilgilerinizi ekleyerek yeni müvekkillerin size kolayca ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

avukat ekle

Ankara’da İş Avukatı

Ankara, ülkemizin idari ve siyasi merkezi olarak bilinir. Kamu kurumları, bakanlıklar, devlet daireleri, üniversiteler, araştırma kurumları ve çeşitli özel sektör kuruluşları, şehirde on binlerce kişiye istihdam sağlar. Özel sektörde çalışan işçiler ile kamu sektöründeki sözleşmeli personeller arasında hukuki statü farklılıkları bulunsa da genel çerçevede iş hukuku uyuşmazlıkları şu konular etrafında yoğunlaşır:

  • Kıdem ve ihbar tazminatları
  • Fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacakları
  • İşe iade davaları
  • Mobbing ve iş yerinde psikolojik taciz
  • İş kazaları ve meslek hastalıkları
  • SGK prim ve rapor uyuşmazlıkları
  • Sendikal haklar ve toplu iş sözleşmelerinden kaynaklı sorunlar

Bu alanlarda yaşanacak davaların büyük çoğunluğu, İş Kanunu, Borçlar Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Yargıtay içtihatları temel alınarak çözülür. Kamu personeli statüsünde çalışanların durumu ise farklı yasalara tabi olduğundan, dava süreci daha farklı bir yol izleyebilir. Yine de pek çok sözleşmeli personel, esasen iş hukuku kapsamına girebilecek şekilde çalıştırıldığı için uyuşmazlıklar iş mahkemelerinin görev alanına düşmektedir.

İşte bu karmaşık düzenlemeler ve her dava tipine özgü prosedürler nedeniyle, hem işçi hem de işveren tarafının Ankara iş avukatı ile birlikte hareket etmesi son derece yararlıdır. Hatalı yapılan bir fesih bildirimi, zamanında açılmayan bir dava veya eksik delil sunumu; telafisi güç sonuçlara yol açabilir.

Kıdem ve İhbar Tazminatında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kıdem tazminatı, bir işçinin aynı iş yerinde veya aynı işverene bağlı farklı iş yerlerinde geçen en az bir yıllık çalışma süresini doldurması ve iş sözleşmesinin kanunda belirtilen şekilde sona ermesi halinde, işçiye ödenmesi zorunlu olan tazminattır. Özellikle işverenin haksız feshi, işçinin haklı nedenle feshi, emeklilik, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde fesih hakkı gibi durumlarda işçinin kıdem tazminatı hakkı doğar.

Kıdem tazminatı tutarı, işçinin her bir yılı için en az 30 günlük brüt ücreti üzerinden hesaplanır. Fakat bu hesaplamaya ek ödemeler, primler, düzenli ikramiyeler, yol-yemek yardımları da dahil edilebilir. Buna karşılık, fesih geçerli veya haklı nedenle yapılmışsa ve işçinin kıdem hakkı doğmamışsa, kıdem tazminatı talep etmesi mümkün olmayabilir.

İhbar tazminatı ise fesih bildirimi yapılırken kanunda yer alan ihbar sürelerine uyulmaması durumunda gündeme gelir. Örneğin, 6 aydan az kıdemi olan işçiye 2 hafta önceden fesih bildirimi yapılması gerekirken bu süreye uyulmamışsa, işveren işçiye ihbar tazminatı ödemek zorundadır. Benzer şekilde, işçinin fesih ihbar süresine uymadan işi bırakması halinde, işverene ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.

Kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin davalarda, çalışma süresi, ücretin gerçek miktarı, fesih bildiriminin şekli ve delillerin ispatı kritik önem taşır. Ankara’da bu tür davalar sıklıkla görülür ve çoğu zaman arabuluculuk süreci ile başlar. Uzlaşma sağlanamadığı takdirde, işçi veya işveren “anlaşmama tutanağı” ile iş mahkemesinde dava açabilir. Bu esnada, Ankara iş davası avukatı yardımıyla hareket etmek, tüm evrakların doğru şekilde hazırlanmasını ve hukuki itirazların zamanında yapılmasını sağlar.

İşe İade Davaları ve Ankara’daki Uygulamalar

İşe iade davaları, işçinin iş kanunu kapsamındaki iş güvencesinden yararlanabilmesi için açtığı dava türüdür. 4857 sayılı İş Kanunu’nda öngörülen iş güvencesi hükümlerine göre, iş yerinde en az 30 işçi çalışıyorsa ve işçi en az 6 aylık kıdeme sahipse, işverenin feshi geçerli bir nedene dayanmak zorundadır. Aksi takdirde işçi, işe iade davası açarak feshin geçersizliğini tespit ettirme ve işe yeniden dönme şansını yakalayabilir.

İşe iade davası açma süresi, fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 ay içinde arabulucuya başvurmakla başlar. Arabuluculuk aşamasında uzlaşı sağlanamazsa, taraflar iş mahkemesinde yargılama yoluna gider. Davanın sonucunda, mahkeme feshin geçersizliğine hükmederse işverene şu sorumluluklar düşer:

  • İşçiyi mahkemenin kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde işe başlatmak
  • Aksi takdirde işe başlatmama tazminatı ödemek
  • Fesih ile işe iade kararı arasında geçen süre için (en fazla 4 aya kadar) boşta geçen süre ücreti ödemek

Ankara’da, özellikle kurumsal şirketler ve kamuya bağlı iştirakler bünyesinde çalışan işçiler sıkça işe iade davaları açmaktadır. Zira fesih nedeninin belirsiz veya haksız olması halinde, işe iade davası işçinin haklarını korumak adına etkin bir yoldur. Fakat bu süreçte mutlaka Ankara iş davası avukatı ile iş birliği içinde olmak gerekir. Yanlış veya eksik beyanlarla dolu bir dilekçe, usul hataları veya zamanaşımı sürelerinin kaçırılması, işçi açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Fazla Mesai Alacakları ve Diğer İşçilik Hakları

Haftalık 45 saati aşan çalışmalar, fazla mesai olarak kabul edilir ve bu saatler için işçiye normal ücretin %50 fazlası ödenmelidir. Hafta tatili, ulusal bayramlar ve genel tatillerde çalışma yapılıyorsa yine ek ücretler söz konusu olur. Uygulamada sıkça karşılaşılan sorunlardan biri, işverenin fazla mesai ödemelerinden kaçınmak veya eksik ödeme yapmasıdır.

Fazla mesai davalarında, işçinin gerçekte kaç saat çalıştığını ispat etmesi kritik önem taşır. Resmi bordrolar, dijital giriş-çıkış kayıtları, tanık anlatımları ve hatta kamera veya turnike kayıtları bu aşamada değerli delillerdir. Çoğu zaman, bordroların gerçeği yansıtmadığı veya fazla mesainin hiç gösterilmediği durumlarda tanık beyanları devreye girer. Mahkeme, çalışma düzeni ve yapılan işin niteliğine bakarak bilirkişi raporunu da göz önünde tutar ve alacak miktarına karar verir.

Ankara iş davası avukatı desteği olmadan fazla mesai davası açmak, işçi açısından riskli olabilir. Zira fazla mesai hesaplamaları teknik ve yasal düzenlemelere bağlı olarak yapılır. Yanlış hesaplama, eksik belge veya geç sunulan deliller, talep edilen miktarların reddine veya azaltılmasına neden olabilir. Aynı durum ihbar ve kıdem tazminatı, yıllık izin ücretleri, prim ve ikramiye alacakları gibi diğer işçilik hakları için de geçerlidir.

Mobbing (Psikolojik Taciz) ve Hak Arama Yolları

Modern iş hayatında sıkça duyduğumuz kavramlardan biri de mobbing yani iş yerinde psikolojik tacizdir. Mobbing, işçiye yönelik sistematik şekilde uygulanan, onu dışlama, aşağılama, sindirme veya kötü muameleye maruz bırakma biçiminde tanımlanabilir. Bu tür davranışlar, işçinin fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit eder ve çalışma performansını olumsuz etkiler.

Mobbing davalarında, işçi öncelikle mobbingin varlığını somut delillerle ispat etmelidir. E-posta yazışmaları, mesajlar, tanık beyanları, psikolojik raporlar, kamera kayıtları gibi materyaller bu noktada önem kazanır. Eğer işçi maruz kaldığı davranışlardan ötürü haklı fesih yaparsa, kıdem tazminatına hak kazanabilir. Ayrıca, işverenin kusur derecesine göre manevi tazminat talepleri de gündeme gelebilir.

Ankara’daki iş yerlerinde, özellikle hiyerarşik yapının yoğun olduğu kurumsal kurumlarda veya kamusal nitelikli alanlarda, mobbing iddiaları sıkça ortaya çıkar. Çalışanlar, amir veya üst konumda bulunan kişilerin baskıcı tutumları nedeniyle kendilerini psikolojik olarak zedelenmiş hissedebilir. Bu noktada, Ankara iş davası avukatı ile konuya yaklaşmak, mobbingin hukuken tanınabilir boyutta olup olmadığını anlamak ve doğru kanıt sunumu yapmak bakımından önem taşır.

İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları

İş kazaları, özellikle inşaat, maden, imalat, lojistik, sağlık hizmetleri gibi sektörlerde sıklıkla yaşanır. Kimi zaman işverenin gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almaması, kimi zaman da işçinin kendi hatası veya denetim eksikliği kazaya zemin hazırlar. Her durumda, meydana gelen kaza sonucunda yaralanan veya hayatını kaybeden işçi (ya da yakınları) maddi-manevi tazminat talebinde bulunabilir.

İş kazalarında açılacak davalar, hem ceza boyutunu hem de iş hukuku boyutunu içerir. Kazanın boyutu ve kusur oranına göre işverenin sorumluluğu belirlenir. Mahkeme, bilirkişi incelemesi ve SGK raporları ışığında karar verir. Eğer işverenin kusuru yüksekse veya işverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini ihlal ettiği tespit edilirse, yüksek tazminat tutarları ödemek zorunda kalabilir.

Meslek hastalıkları ise işçinin yaptığı iş nedeniyle zaman içinde maruz kaldığı rahatsızlıkları ifade eder. Örneğin, kimyasal maddelerle çalışan bir işçinin solunum yolu hastalığı geliştirmesi veya sürekli titreşimli alet kullanan bir çalışanın eklem rahatsızlığına yakalanması gibi durumlar meslek hastalığı olarak değerlendirilir. Bu hastalıkların tespiti ve raporlanması da özel prosedürlere tabidir.

Ankara iş davası avukatı rehberliğinde, iş kazası veya meslek hastalığı yaşayan çalışanlar, işverenden maddi-manevi tazminat taleplerini yargı yoluyla ileri sürebilir. Aynı zamanda SGK ile ilgili süreçlerde, maluliyet oranı, geçici iş göremezlik ödeneği, sürekli iş göremezlik geliri gibi konularda da hukuki destek almak yararlı olacaktır.

SGK Uyuşmazlıkları ve Prime Esas Kazanç

İşçi-işveren ilişkilerinde bir diğer önemli boyut da Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile yaşanan uyuşmazlıklardır. İşveren, her ay işçinin prime esas kazancını ve diğer sigorta bildirimlerini SGK’ya iletmekle yükümlüdür. Ancak uygulamada, işverenin gerçek ücreti eksik beyan etmesi, sigortasız veya sigorta kısmi göstermesi, işçinin sağlık haklarından ve emeklilik günlerinden mahrum kalmasına yol açabilir.

Ankara iş davası avukatı yardımıyla, eksik bildirilen sigorta günlerinin tespiti veya prime esas kazancın düşük gösterildiğinin kanıtlanması mümkündür. Mahkeme, tanık anlatımları, bordrolar, banka hesapları, dijital kayıtlar ve SGK dökümlerini inceleyerek işverenin eksik beyan yapıp yapmadığına hükmeder. Eksik tescil söz konusuysa, geriye dönük olarak hizmet tespiti yapılarak işçinin hakları korunur.

Öte yandan, işveren tarafı da SGK tarafından uygulanan idari para cezalarına veya prim borcu tahakkuklarına itiraz edebilir. Bu itirazlar, idari yargıda veya iş mahkemelerinde ilerleyebilir. Kamu kurumlarıyla ilgili konularda Ankara konumu itibarıyla önemli bir merkez olduğundan, SGK uyuşmazlıklarına ilişkin davalar da sıklıkla Ankara mahkemelerine taşınır. Hukuki prosedürlerin doğru yönetilmesi, her iki taraf açısından da hayati önem taşır.

Sendikal Haklar ve Toplu İş Sözleşmesi Uyuşmazlıkları

Anayasamız ve ilgili kanunlar, işçilere sendika kurma, sendikaya üye olma ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkını tanımaktadır. Özellikle Ankara’da faaliyet gösteren sendikalar, kamuda ve özel sektörde çalışan işçilerin haklarını korumak amacıyla toplu iş sözleşmeleri imzalar. Bu sözleşmeler, işçinin ücret, çalışma koşulları, sosyal haklar gibi alanlarda kazandığı ek avantajları belirler.

Sendikal haklar, ulusal ve uluslararası mevzuatla koruma altına alınmıştır. Buna rağmen, işverenlerin sendikal faaliyetleri engelleme, sendika üyesi olan işçileri işten çıkarma veya baskılama girişimleri zaman zaman görülmektedir. Bu durumlarda işçi, sendikal nedenle fesih veya sendikal ayrımcılık iddiasıyla dava açarak işe iade ya da tazminat talep edebilir.

Toplu iş sözleşmesi (TİS) uyuşmazlıkları da Ankara iş mahkemelerinde sıkça görülen konular arasındadır. Sözleşmenin uygulanma alanı, kapsamı, ücret zam oranları, çalışma şartları gibi hususlar, işçi ve işveren arasında anlaşmazlıklara yol açabilir. Bu tür davalar, çoğu zaman toplu iş sözleşmesi hükümlerinin yorumlanmasına, Yargıtay kararlarına ve sendikal mevzuata başvurulmasını gerektirir. Ankara iş davası avukatı bu noktada, tarafların haklarını tam anlamıyla korumak için toplu sözleşme hükümlerini detaylı incelemeli ve ilgili içtihatları yakından takip etmelidir.

Arabuluculuk Süreci ve Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

2018 yılından bu yana, iş hukuku uyuşmazlıklarının büyük çoğunluğunda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiştir. Bu, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları, mobbing ve işe iade gibi konularda geçerlidir. Anlaşmazlık yaşayan taraflar, dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabulucu, tarafların bir araya gelerek uzlaşma yoluna gitmesini sağlamaya çalışır. Eğer uzlaşma sağlanamazsa, “anlaşmama tutanağı” düzenlenerek taraflara verilir ve bu belgeyle mahkemede dava açılabilir.

Arabuluculuk süreci, çoğu zaman taraflara hızlı ve masrafsız bir çözüm imkanı sunar. Ancak özellikle işçi tarafı, haklarını tam olarak bilmezse, gerçekte hak ettiği tazminat ya da alacak miktarından daha azına razı gelebilir. Aynı şekilde işveren, arabuluculuk sürecinde avukat olmadan hareket ederse, gereksiz yere yüksek meblağ ödemeyi kabul edebilir. Bu nedenle, her iki taraf için de arabuluculuğa Ankara iş davası avukatı danışmanlığı eşliğinde gitmek, avantajlı bir hamledir. Avukat, hangi hakların söz konusu olduğu, hangi hukuki argümanların ileri sürülebileceği ve hangi belgelerin sunulması gerektiği konusunda yol gösterir.

Arabuluculuk sonucunda varılan uzlaşma, taraflar için bağlayıcıdır ve anlaşma metni mahkeme kararı niteliğini taşır. Bu nedenle, “nasıl olsa imza atarım, sonra tekrar dava açarım” gibi bir yaklaşım doğru değildir. Taraflar, uzlaşma metninin içeriğini iyi incelemeli ve kabul ettikleri şartların hukuki sonuçlarını baştan bilmelidir.

İş Davalarında Yargılama Prosedürü ve Süreler

İş davaları, özel bir yargılama usulüne tabidir. İş Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bu davaların daha hızlı sonuçlandırılması için bazı kolaylıklar sağlamıştır. Örneğin, iş mahkemelerinde yargılama süreci kısa kesitlerle yapılır ve bilirkişi incelemeleri daha sık başvurulan bir yöntemdir. Ayrıca arabuluculuk, dava şartı olduğu için mahkemeye gitmeden önce bu sürecin tamamlanmış olması gerekir.

Dava açmadan önce ve dava esnasında uyulması gereken zamanaşımı ve hak düşürücü süreler de mevcuttur. Kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları gibi işçilik haklarında genellikle 5 yıllık zamanaşımı uygulanır. İşe iade davalarında ise fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 ay içinde arabulucuya gidilmesi şarttır. Eğer bu süreler kaçırılırsa, dava hakkı kaybedilebilir.

Ankara iş davası avukatı, yargılama sürecinin her adımında müvekkilini bilgilendirir ve gerekli itirazları, delil sunumlarını zamanında gerçekleştirir. Doğru prosedür takibi ve eksiksiz dosya hazırlığı, iş davalarının lehimize sonuçlanmasında büyük öneme sahiptir.

Ankara’da İş Davası Avukatı Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

İş davaları, genellikle tarafların parasal ve sosyal haklarını yakından etkiler. Dolayısıyla, süreçte yapılacak hatalar sadece bugünü değil, gelecekteki emeklilik haklarınızı veya iş güvencenizi de riske atabilir. Bu nedenle Ankara iş davası avukatı seçerken bazı hususlara özen göstermek gerekir:

  • Uzmanlık ve Deneyim: Seçeceğiniz avukatın iş hukuku ve iş davalarında deneyimli olması, süreç boyunca önemli avantajlar sağlar. İlgili kanunlar, Yargıtay içtihatları ve yerel mahkeme uygulamalarına hakim olan bir avukat, sizi doğru yönlendirir.
  • İletişim Becerileri: Avukatınızla her an rahatça iletişim kurabilmek, sorularınızı net şekilde yanıtlayabilmek ve sizi düzenli bilgilendirebilmek çok önemlidir. İş hukuku davalarında belge ve bilgi paylaşımı hızlı ilerlemelidir.
  • Şeffaf Ücret Politikası: Avukat ücretleri, dava konusuna ve talep edilen alacak miktarına göre değişebilir. Başlangıçta net ve yazılı bir anlaşma yapmak, daha sonra yaşanabilecek anlaşmazlıkları önler.
  • Referanslar ve Yorumlar: Avukat 500 gibi platformlarda, önceki müvekkil deneyimlerini ve kullanıcı yorumlarını inceleyebilir, bir avukat hakkında genel bir fikir edinebilirsiniz.

Seçtiğiniz avukatın, davanızı bir bütün olarak ele alması ve sadece hukuki yönüyle değil, sizin psikolojik ve maddi durumunuzu da gözeterek çözüm üretmesi büyük önem taşır. Doğru avukat, dava sürecini minimum stres ve maksimum fayda ile yönetmenize yardımcı olur.

Sıkça Sorulan Sorular

Google arama trendlerine baktığımızda, iş hukuku davaları kapsamında birçok konu merak edilir. Aşağıda, Ankara’da en çok aratılan iş hukuku sorularını ve kısa yanıtlarını bulabilirsiniz. Her ne kadar burada genel cevaplar sunsak da unutmamak gerekir ki her dava özelinde farklı dinamikler olabilir. Bu nedenle bir Ankara iş ve işçi avukatları ile birebir görüşmek her zaman en sağlıklı yöntemdir.

Kıdem Tazminatı Nasıl Hesaplanır?

Kıdem tazminatı, işçinin her bir yıllık çalışma süresi için 30 günlük brüt ücreti üzerinden hesaplanır. Bu brüt ücrete düzenli prim, ikramiye, yol-yemek yardımı gibi kalemler de dahil edilebilir. Emekli sandığına bağlı sözleşmelilerin durumu farklı olabilir; bu nedenle hukuki durumun ayrı ayrı incelenmesi gerekir.

İşe İade Davasını Kaybedersem Diğer Haklarım Yanıyor mu?

İşe iade davasını kaybeden işçi, haklı bir fesih bulunmadığından kıdem ve ihbar tazminatı gibi alacaklarını talep etmeye devam edebilir. Ancak burada, fesih nedeninin mahkemece geçerli sayılmış olması, işçinin işe geri dönme hakkını ortadan kaldırır. Dolayısıyla, işe iade davası kaybedilse bile diğer işçi alacaklarına dair haklar kısmen veya tamamen korunabilir.

Fazla Mesai Ücretlerimi İspatlayamıyorum, Yine de Dava Açabilir miyim?

Evet, dava açabilirsiniz. Delil yetersizliği olduğunda mahkeme, çalışma düzeni, tanık anlatımları ve varsa iş yeri kayıtlarını inceleyerek bir kanaat oluşturabilir. Tamamen kanıtsız olmasa da, tanık beyanları, giriş-çıkış kayıtları, e-posta logları gibi yan deliller fazla mesai iddiasını güçlendirebilir.

Mobbing İçin Ceza Davası da Açabilir miyim?

Mobbing, belirli suç tiplerine (hakaret, tehdit vb.) girdiğinde ceza davası da açılabilir. Ancak çoğu vakada mobbing daha çok hukuk davasına konu olur ve manevi tazminat talebiyle sonuçlanır. Somut durumunuz, eylemlerin suç tanımına uyup uymadığına göre değerlendirilmelidir.

İş Kazası Tazminatı Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?

İş kazası davaları, kusur oranının belirlenmesi ve bilirkişi incelemeleri nedeniyle zaman alabilir. Ortalama 1-2 yıl içinde sonuçlanması beklenebilir ancak istinaf ve temyiz aşamalarıyla birlikte bu süre 3-4 yılı bulabilir. Arabuluculuk çoğu zaman zorunlu değildir ama taraflar isteyerek arabuluculuğa gidebilir.

Arabuluculukta Ne Yapmalıyım?

Arabuluculuk aşamasında, tüm haklarınızı ve taleplerinizi önceden hazırlamalı ve olası bir anlaşma metninin sizin için uygun olup olmadığını iyi değerlendirmelisiniz. Mümkünse avukat desteğiyle gitmek, eksik ödeme ya da hak kaybı yaşama ihtimalini azaltır.

İş ve İşçi Avukatları

Ankara, resmi kurum ve kuruluşların yanı sıra özel sektörün de oldukça geliştiği bir şehirdir. Bu yoğun çalışma hayatı, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkları sıklaştırmaktadır. Kimi zaman işveren kaynaklı hak ihlalleri, kimi zaman işçinin sözleşme yükümlülüklerini ihlaliyle meydana gelen sorunlar, çoğu zaman iş mahkemelerinin önünde sonuç arar.

İster işçi ister işveren olun, Ankara iş davası avukatı ile çalışmak; davanızın doğru temeller üzerinde şekillenmesini sağlar, tarafların haklarına uygun bir çözüm bulunmasına yardımcı olur. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları, SGK ve sendikal haklar, işe iade, iş kazaları ve mobbing gibi iş hukukunun tüm alanlarında tecrübeli bir avukatla iş birliği yapmak; hem mahkeme öncesi arabuluculuk sürecinde hem de yargılamanın her aşamasında büyük avantajdır.

Kategori : Liste
Etiketler : Ankara Avukatları